Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, bankaların sahip oldukları potansiyel ve gündeme gelen münferit kredi krizleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Akben, Türkiye’deki bankacılık sektörünü değerlendirdi. Sektörün güçlü bir likidite yapısına sahip olduğunun altını çizen Akben, kredi büyümesinin sağlam temeller üzerinde gerçekleştiğini belirtti. Döviz kurlarında yaşanan yükselme ve uluslararası arenalarda yaşanan gelişmelerden kaynaklı olarak, kısa vadeli kaynakların da etkisi eşliğinde bazı büyük grup kredilerde bir takım durumların gerçekleştiğini, lakin toplam kredi büyüklüğü 2,2 trilyon Türk Lirası olan bankacılık sektörünün bu tarz meblaları yönetebilecek güçte ve yetenekte olduğunu vurguladı.
Bankacılık sektörünün sahip olduğu mali yapının hem uluslararası düzenlemeler için, hem de yasal sınırlara uyum için sağlıklı bir görünümde olduğunu belirten BDDK Başkanı Akben, sermaye yeterliliği rasyosu bakımından gerekli olan yasal sınırın ve hedef oranının çok üzerinde olan yüzde 16,7 seviyesinin yakalandığını vurguladı. 2018 yılının Şubat ayı itibariyle öz kaynak kârlılığının yüzde 14,5 seviyesinde olduğunu belirten Akben, bankacılık sektörünün sendikasyon kredilerinde, sahip olunan güçlü yabancı ilişkiler sebebiyle yüzde 110’luk bir yenileme oranına sahip olduğunu belirtti.
Bankacılık sektörünün sahip olduğu toplam kredi büyüme oranının yüzde 19,3 seviyesinde olduğunu belirten Akben, bu büyümenin yüzde 21,3’ünün ticari kredilerden, yüzde 13,6’sının da bireysel kredilerden kaynaklandığını belirtti. Aktif kalitesinin göstergesi olarak kabul edilen takibe dönüşüm oranının yüzde 2,89 seviyesinde olduğunu belirten Akben, bu oranın en düşük seviyelerden bir tanesi olduğunu belirtti. Konut kredilerinde takibe düşüm oranının sadece yüzde 0,41 olduğunu vurgulayan Akben, KGF teminatıyla sunulan kredilerde ise takibe düşen alacakların yüzde 0,84 gibi oldukça düşük seviyelerde seyrettiğini belirtti.
