Antalya’da yaşayan bir vatandaşın, bankalardan temin ettiği krediler kapsamında bankaların farklı isimler altında temin ettiği masraf ve kesintiler için Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurması sonucunda süreç başlamıştı.
Vatandaşın başvurusu Tüketici Hakem Heyeti tarafından reddedildi. Bu kararın iptali için belirlenebilir olduğunu öne süren vatandaş, bu tahsilatın istemi ile mahke yolunu kullandı. Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne; kredi kullandırım esnasında 220 ve 250 Türk Lirası olmak üzere krediden masraf kesildiğini belirterek başvuruda bulunan vatandaş, bu rakamların kullanılan kredi miktarlarıyla karşılaştırıldığı zaman tüketicinin aleyhine bir dengesizlik oluşturulduğunu iddia etse de, mahkeme bu gerekçeyi öne sürerek davayı reddetti.
Bu süreç sonrasında konuyu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na taşıyan vatandaş, kanun yararına bozulması talebiyle temyize gitti. İtiraz kapsamında davayı görüşen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi yerel mahkeme tarafından alınan kararı bozma kararı aldı. Yargıtay’ın aldığı bu bozma kararında, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yer alan 5. Maddenin “Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar”ın düzenlenmiş olduğu vurgulandı.
Kredi masrafları sebebiyle açılan dava sonrasında görüşme yapan Yargıtay, haksız şart, tüketiciyle herhangi bir görüşme ve müzakre yapılmadan tahsil edilen ve tarafların da sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kurallarına aykırı olabilecek şekilde, tüketicinin aleyhinde bir dengesizliğe sebep olunabileceğini belirtip, sözleşme şartlarını aktardı.
Yargıtay’ın aldığı bozma kararında, yapılan masrafların tüketiciden isteme hakkının olduğu ifade edilse de, somut bir uyuşmazlık kapsamında Tüketici Hukuku’ndan incelenmesi gerektiği, bankanın tüketicilerden sadece kredi verilmesi aşamasında ortaya çıkan zorunlu, makul ve belgelendirilebilen masrafların talep edilebileceği ifade edildi.
