Emta Enerji Genel Müdürü Orkun Özgencil, biyokütlede en az 20 bin megavatlık bir kapasitenin olduğunu, bunun da yaklaşık olarak 30 milyar Dolarlık bir yatırım demek olduğunu, Türkiye’deki mevcut atıkların bir milli servete tekabül ettiğini ifade etti.
Yenilenebilir enerji potansiyeli hakkında önemli açıklamalarda bulunan Emta Enerji Genel Müdürü Orkun Özgencil, hem Türkiye’de, hem de Dünya genelinde biyokütle enerjisine duyulan ilginin giderek arttığını, yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgar ve güneşe ek olarak biyokütlenin de dahil olduğunu, bu alanda Türkiye’nin önemli bir kapasiteye sahip olduğunu, zeytin çekirdeğinden samana kadar, ormanda biriken yapraklardan kanalizasyonda oluşan çamura kadar yakılma potansiyeline sahip her şeyin biyokütle alanına dahil edilebileceğini ifade etti.
Yaptığı açıklamalarda biyokütle tesislerinde enerji üretimine ek olarak ısınma amaçlı kullanımında mümkün olduğunu ifade ederken, rüzgardan enerji üretim kapasitesinin yüzde 35 civarında olduğunu, biyokütlede enerji üretim faktörünün ise kapasitesinin yüzde 95’lere kadar çıktığını kaydetti.
Enerji iletimi aşamasında yaşanabilecek problemlerde de biyokütlenin sahip olduğu önemi ifade eden Özgencil, bölgelerin ihtiyaç duydukları enerji kapasitelerine göre yapılacak olan yatırımların, enerji ithalatına da önemli ölçüde azaltıcı etki yaratacağını ifade etti.
Biyokütleden enerji üretimi konusunun, doğal enerji kaynağı olan rüzgar ve güneş enerjisi gibi hava koşullarına bağlı bir üretim dalgalanması yaşamayacağını ifade eden Özgencil, Türkiye’deki mevcut biyokütlenin çok düşük seviyelerinde bir tesise sahip olunduğunun altını çizdi. Türkiye’de hem ısınma için, hem de enerji üretimi için kullanım potansiyeline sahip atıklar konusunda önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Özgencil, mevcut biyokütle kapasitesi ile en az 20 bin megavatlık kapasitenin elde edilebileceğini, bunun da yaklaşık 30 milyar Dolarlık bir yatırım anlamına geldiğini kaydetti.